23 Temmuz 2011 Cumartesi

gece falan.

geceleri yazmaktan, dinlemekten, içmekten ve benzeri herhangi bir eylemden çok izlemeyi severim. uyuyan kadınımın rüyasındaki karşıtlıklara çattığı kaşları, terlemelerini. ekşittiğinde suratını ararım kendimi her bir kırışıklıkda ayrı ayrı ve sık dokuyup ince eleyerek. parmaklarında gezdirirken dudaklarımı ve çenemi yüz yıllar boyunca çalışmış bir meksikalı gemicinin hayalinde gördüğü huzurun ötesine erişir ve gülerim bir benim üstümde yakamozu olmayan aya. sigaramı söndürürüm eski apartmanların duvarlarında ve gözlerimi dayayıp tenine kadınımın, göçerim kısa sürelide olsa altı buçuk milyar kafalı dünyadan.

5 yorum:

arasöz dedi ki...

dudakları parmaklarımda gezen adam;bu salaş kadının rüyalarını ayaklandırıyorsun,ruhunda sönen her bir izmaritin arifesinde..

çamur dedi ki...

seninle geçirdiğim her saniyeyi varolmamış gezegenlerde su arar gibi aramama neden olan kadın, tek nedenisin parmaklarımının kalemlerde gezmesine ve dokunmasına tuşlara. aşığım meleklerin bile adı konulmadığı zamanlardan bu yana; sana, kokuna...

arasöz dedi ki...

satırlarımı diz çöktüren adam;aşktan ölen şarilerin kalemindeki "o" sun sen,veba bozumda yükselen çamur içinde yüzen kadının eteğinden çekiştirip "madam,yardım edebilir miyim" diyen o kayıp adamsın sen...

çamur dedi ki...

o kadınsın sen, sonsuza kadar eteklerinden çekiştirilesi huzur!

arasöz dedi ki...

o adamsın sen.tutkusundan yok olunup gidilecek sayfalarca satır...